- ağzına kadar dolu
- mişt tijî--------mişt
Türk-Kürt Sözlük. 2013.
Türk-Kürt Sözlük. 2013.
tıklım tıklım — sf. 1) Çok kalabalık, ağzına kadar dolu Mal müdürlüğünün küçük ama tıklım tıklım dolu salonunda çıt çıkmıyordu. T. Buğra 2) zf. Boş yer kalmayacak biçimde Alt katlar tıklım tıklım eşyalarla dolu mağazalardan ibaretti. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
serşâr — (F.) [ رﺎﺵﺮﺱ ] dolu, ağzına kadar dolu … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
MALAMAL — Çok dolu, lebâleb, ağzına kadar dolu … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
SERŞAR — f. Ağzına kadar dolu. Dökülecek derecede dolu. * İleri giden, sınırı aşan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
silme — is. 1) Silmek işi 2) zf. Ağzına kadar dolu, sıvama, lebalep O çağlarda saraylar, konaklar, yalılar silme cariyedir. S. Birsel 3) zf. Baştan aşağı, tam olarak, tamamen 4) mim. Duvar, tavan vb. yerlerde yapılan kabartma kenar Birleşik Sözler silme… … Çağatay Osmanlı Sözlük
lebâleb — (F.) [ ﺐﻝﺎﺒﻝ ] ağzına kadar dolu … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
HINCAHINÇ — Ağzına kadar ve tıka basa dolu. Dopdolu. (Bu tabir bir yer veya taşıt için kullanılır … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ağız — 1. is. Yeni doğurmuş memelilerin ilk sütü 2. is., ğzı, anat. 1) Yüzde, avurtlarla iki çene arasında, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye ve besinleri içine almaya yarayan boşluk 2) Bu boşluğun dudakları çevrelediği bölümü Küçük bir ağız. 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hıncahınç — sf., cı 1) Dopdolu 2) zf. Ağzına kadar, tıka basa dolu olarak Kaldıkları otelin karşısındaki kahve her gece hıncahınç dolu. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
lebalep — zf., esk., Far. lebāleb Ağzına kadar, silme Kahve lebalep dolu, tavan ve duvarlar donanmış. Y. K. Beyatlı … Çağatay Osmanlı Sözlük